www.cicekci.name.tr

Ankara ve Ankara il dýþýna çiçek gönderme sitesi

Ankara Çiçekçilik Hizmetleri
0 312 320 17 14 - 0 312 319 58 68
Turgut ÝÞLEYEN Tarafýndan Hazýrlanmýþtýr.

Aðaçlarýn toplu olarak bulunduðu alan­lara orman diyoruz.

Bi~ yurdun doðal güzelliklerinin baþýn­da orman gelir.

Doðal güzellikler bakýmýndan yurdu­muz, dünyanýn sayýlý ülkelerinden birisi olmasýna raðmen, bu güzellikte orma­nýn yeteri kadar payý olduðunu söyleye­meyiz. Çünkü uzun yýllar bakýmsýzhk, yangýn, bilinçsiz kesim ormanlarýmýzm her geçen gün biraz daha azalmasýna sebep olmuþtur. Bir ülke topraklarýnýn 1/3'nün ormanla kaplý olmasý gerekli­dir. Halbuki yurdumuzda bu oran 1/7 kadardýr. Görülüyorki ormanlarýmýzýn, en azýndan bugünkünün iki mislinden fazla olmasý gerekmektedir.

Ormanýn doðayý güzelleþtirmesi kadar, doðal zenginlik kaynaðý olmasý baký­mýndan da önemi büyüktür. Bir an kul­lanýnakta olduðumuz masa, sýra, dolap ve birçok aracýn, hatta kalem ve defter­lerin aðaçtan yapýldýðýný düþünelim.

Yediðimiz çeþitli meyvelerin aðaçlarda yetiþtiðini ve kýþýn soðuk günlerinde yakarak ýsýndýðýmýz odunun aðaçtan el­de edildiðini gözönüne getirelim. Kirli havanýn aðaçlar tarafýndan temizlendi­ðini, ormanýn sel ve fýrtýnalara karþý bizi güvence altýna aldýðýný, kuraklýðý önlediðini, çeþitli kuþlarýn ve hayvanla­rýn barýnaðý olduðunu hesabedelim. Ýþ­te o zaman ormanýn bize olan yararlarý­nýn bilincine daha çok varmýþ olacaðýz.

Onun için ormana, topraklarýn tacý, do­ðal zenginliklerin baþý diyoruz.

Yukarýda da belirtildiði gibi, topraklarý­mýzýn ancak l/7'si ormanlarla kaplýdýr.

Yurdumuzun Karadeniz Bölgesi, Akde­niz, Marmara ve Ege BÖlgeleri orman yönünden, diðer bölgelere nisbetle daha zengindir. Doðu ve Orta Anadolu Bölge­leri'nde de bir miktar orman vardýr.

Bütün ormanlarýmýz 10,6 milyon hek­tarlýk bir alaný kaplamaktadýr. Orman· larýmýzýn Illl 48'i koru, II o 52'si baltalýk­týr.

Küçük aðaç topluluklarýna koru, bü­yüklerine ise baltalýk diyoruz. Karade­niz Bölgesindeki ormanýarda da~la çok çam, ladin, köknar, kayýn, meþe, gür­gen; Marmara Bölgesi ormanýarýnda meþe, kayýn, kestane, akaðaç, karaaðaç, çam, köknar ve ardýç; Ege BÖlgesi or·

manlarýnda meþe, kayýn, kestane ve sýðla aðacý, Akdeniz ormanýarýnda çam, sedir, ardýç, köknar, kayýn ve kýzýlaðaç; Doðu Anadolu ormanýarýnda daha çok meþe; Orta Anadolu ormanýarýnda ise çam ve ardýç aðaçlarýna rastlanýr.

Kökünden yapraðýna kadar, insanlara büyük yararlarý olan aðaç, bakýlmalý ve korunmalýdýr. Küçük ihmaller ormana büyük zararlar verir. Söndürülmeden atýlan bir kibrit veya sigara ormandaki kuru ot ve çalýlarý kýsa zamanda tutuþ­turur, büyük orman yangýnlarýna sebep olur. Piknik ve gezinti yerlerinde yaký­lan ateþ, iyi söndürülmezse ayný sonucu doðurur. Bazý hayvanlar (özellikle ke­çi) yetiþmekt.e olan fidanlarýn filizlerini yedikleri için daha genç yaþta aðacýn ölümüne yol açarlar.

Kereste veya odun elde etmek için yapý­lan rastgele ve bilinçsiz kesim ormaný kýsa zamanda yok eder.

Ayrýca ormanlarýmýzýn korunmasý için zararlý böceklerle de savaþmak gerekir.

Ormanlarýmýza zarar veren böceklerin baþýnda «çamkese ve kabuk» böceði

gelir. Unutmayalým ki tarla açmak veya tarlalarý geniþletmek amacýyla yapýlan aðaç kesimi de, her yýl ormanlarýmýzýn biraz daha azalmasýna sebep olan bir davranýþtýr.

Yurdumuz ormanlarýnýn korunmasý, bakýmý, yeni koruluklar meydana geti· rilmesi Orman Bakanlýðýnýn görevidir.

Orman Bakanlýðý bütün yurt düzeyine yayýlmýþ örgütüyle bu görevini yerine getirme çabasý içindedir.

Ýllerde Valilerin baþkanlýðýnda kurulan Orman Kurullarý «Kamu Aðaçlandýrma ve Aðaç Bayramý Yönetmeliði» esaslarý· na göre, her yýlýn ilkbaharýnda, yörenin iklim koþullarýna göre tesbit edilerek bir haftayý «Orman Haftasý» olarak sap· tar ve duyurur. Yurdumuzda bu hafta, genellikle Mar! ayýna rastlar.

Bu haftanýn bir gününü de «Aðaç Bay­ramý» olarak kutlarýz. Bu hafta süresin­ce kamu kuruluþlarýnda ve okullarýmýz­da yapýlan çalýþmalara katýlmak, halký­mýza aðaç sevgisini aþýlamak, ormanla· rýmýzýn korunmasý ve bakýmý için gös­terilecek çabalara katkýda bulunmak yurdunu seven her insanýn ödevidir.

Bitki hücresi (sok bilyGltülmü, i

Klorofil bir «pigment» tir, yani renk ve­rici kimyasal bir maddedir. Saçlar, insan derisi, balýk pulu, renklerini hücrelerindeki renk verici maddelerden yani «pigmentýtler­den alýrlar. Kanýmýzdaki «hemoglobin» bile bir «pigmentýt tir.

Yapraklarý meydana getiren milyonlarca hücreden birini alýp inceleyecek olursak hücrenin ince bir selülozlu zar tabakasýyla çevrili olan ve içinde birçok canlý olu­þuklarýn bulunduðu «sitoplazma» yý gö­rürüz.

Bu canlý oluþuklar arasýnda bulunan «plastýt lardan klorofil tutanlara «kloro­plastýt adý verilir.

Klorofil; mantarlar, bakteriler ve parazit bitkiler hariç bütün bitkilerde bulunur. KJorofilli bitkilere ÖZBESLENEN = Ototrof bitkiler denir. Bunlar kendilerine gereken organik besinleri, güneþ ýþýðýnýn da yardý­mýyla inorganik maddeleri kimyasal deði­þime uðratarak kendi kendilerine hazýrlar­lar. Bir de kendileri organik besin yapma­yan, bunlarý doðrudan doðruya ya da do­layýsýyla özbeslenen canlýlardan saðlýyan bitkiler vardýr. Bunlar, organik maddelerin bulunmadýðý yerlerde yaþayamazlar. DIÞ­BESLENEN = Heterotrof bitkiler.

Klorofil bileþimi çok karýþýk olan kimyasal bir maddedir. Mo­ekülünde, daha doðrusu moleküllerinde demek gerek. Çünkü ki tip klorofil vardýr:

<Iorofil A: C_{ss Hn 05 N4 Mg <Iorofi i B: Css H70 06 N4 Mg}

<Iorofil A'da 55 karbon, 72 hidrojen, 5 oksijen, 4 azot ve 1 mag­ýezyum atomu vardýr.

Kloroplast'lar bitki hücresi içinde, kanýmýzdaki alyuvarlarda bulunan hemoglobin gibi hareketsiz durmaz­lar. Güneþ ýþýklarý güçlü olduðu za­man kloroplast'lar paHsat hücresinin içine çekilirler. Gökyüzü kapalý oldu­ðu zaman da daha fazla ýþýk alabil-

mek için hücre zarýnýn yakýnýna ka- Içinde kloroplast bulunan